
Japon Kültüründe Sanat – Doğa İlişkisi
Japon kültürü ve doğa arasında neredeyse iç içe geçen bir bağ bulunur. Bu kültüre mensup insanlar, yaşadıkları coğrafyanın denizi, havası, suyu ve ormanlarına duydukları saygının göstergesi olarak kültürlerini de bu bağlamda şekillendirmişlerdir. Bu bağlamda yüce bir varlık olarak algıladıkları doğayı, dini inanışlarına da adapte ederler. Öyle ki doğa ve insan arasında hiçbir ayrım bulunmazken canlı ve cansız bütün varlıkların bir ruh taşıdığına inanılır. Bu ruh, Japonya’da “kami” olarak adlandırılan Tanrı kelimesine karşılık gelir. İnsan ve doğa arasında gözetilmeyen ayrım, sahip oldukları ruhlar için de aynı şekilde geçerlidir. Bu bağlamda, doğadaki tüm ruhlar birer “kami”dir ve insan da doğanın bir parçası olarak, öldükten sonra “kami” ya da Tanrı olarak konumlanabilir. Vefat eden insanların ruhları ise “kami” olarak varlığını koruyarak, fiziksel yaşamlarını sürdüren aile bireylerini de gözetmeye devam ederler. Söz konusu bütün bu inanışlar, Japonya’nın Şintoizm ile kurduğu bağda daha da açığa çıkar. Şintoizme göre “kami”lerin somutlaştığı ve ikâmet ettiği Şinto tapınakları bulunmaktadır. Bu tapınaklar içerisinde gerçekleştirilen çeşitli dinsel törenler ise bugün Japonya’nın sözlü ve yazılı kültürüne hayat vererek çeşitli performans, dans ve sahne sanatlarının gelişiminde önemli bir rol oynar.[1]
Japon kültürüne dair bilinen en eski yazılı eser M.S. 712 yılında kaleme alınırken sözlü kültür ile sahne sanatları tarihi çok daha eskilere uzanır. Mitler ve dinsel anlatılar etrafında şekillenen sahne sanatları içerisinde, Japon tiyatrosuna dair ilk anlatıların Şintoizm’deki dini masallardan Amaterasu’nun hikâyesine dayandığı bilinmektedir. Bu anlatı ile temellenen sahne sanatlarından ilki, deyim yerinde ise Japon tiyatro sanatının beşiğini oluşturan dansların ilki Kagura dansıdır. Kagura dansı özellikle seçilen kostüm ve maskelerin anlatısı ile yapımlarında kullanılan malzemeler açısından çeşitlilik gösterir. Kagura dansı, gerçekleştirildiği zaman ve yere bağlı olarak çok çeşitli anlatılardan beslenir. Bu bağlamda her anlatı, içerisinde barındırdığı karakterin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenen kostüm ve maske seçimi ile öne çıkar.[2] Bu yazı özelinde ise Kagura dansının gelişimi ve değişimi ile paralellik gösteren maskelerin önemi ile rollerinin yanı sıra yapım aşamalarının irdelenmesi amaçlanmıştır.
Japon Kültürü ve Kagura Dansında Maskelerin Önemi ve Rolü
Tarih sahnesinde pek çok toplum, kendi dönemlerinde kutsal saydıkları ile onlar için tasarlanan maskeler arasında güçlü bir bağ kurar. Japon kültürü de bu bağlamda oldukça zengin ve köklü bir geçmişe sahiptir. Japon dilinde maskenin anlamı, “erkekler” ya da “omote” sözcüklerine karşılık gelirken aynı sözcükler; “yüzey”,“ön” ya da “yüz” anlamlarını da barındırır. Burada kastedilen anlamlar ise Kagura dansının ritüeller ve maske ile ilişkilendiği yere ışık tutar. Öyle ki Japon kültüründe, her varlığın bir ruhu ya da “kami”si olduğuna inanılır. Dolayısıyla Kagura dansında kullanılan maskeler de kaminin kendisini farklı biçimlerde açığa çıkardığı, değiştiği ve dönüştüğü bedenlerin “yüzey” ya da “ön yüzlerine” işaret eder. Kagura esnasında dans eden kişiler Şintoizm’de“Yorishiro” olarak adlandırılan ve kendi bedenlerini insanların arasına karışmaları için “kami”lere sunabilen bir kapı görevi üstlenir. “Kami”nin -mış gibi yaptığı insan olma hâli; maske, kami ve insanın fiziksel varlığı arasında hemhâl olunan bir sürece uzanır. Peki bu süreçte temsil edilen, hakikat olan nedir? Maske, hangi hakikati temsil eder? Aslında Kagura dansı boyunca maskeler, “yüz” ya da “ön” anlamları ile “kami”nin insan gibi göründüğü, insanın da “kami” gibi göründüğü iki hakikat ve temsiliyeti bir araya getirir. Dolayısıyla Japon kültüründe maskeler, gerek dini ritüeller ve Kagura gerekse “kami” ile ilişkilendiği noktada insanın ve kaminin varlığını kutsal bir biçimde ele alır. Bu açıdan bir Kagura dansçısı giydiği özel kostüm ve maskeleri ile kaminin varlığına dair saygı ve hürmetlerini sunar. Sahnedeki kaminin fiziksel varlığı, maske ve diğer insanlar ile hemhâl olarak fiziksel dünyada uhrevi bir boyut yaratır. Dans eden kişi ve kaminin varlığı hemhâl olduğu anda, maskelerin temsiliyeti de ortadan kalkar.[3]
Temsil ve Anlatı Biçimleri ile Öne Çıkan Kagura Maskeleri
Japon kültüründe zaman ve yere bağlı olarak zenginleşen Kagura dansları, maskelerin de çeşitlendiği bir sürece kapı açar. Söz konusu çeşitlilik, Kagura performansının öğretildiği okullar ile sahnelendiği bölgenin sosyo-kültürel koşullarından etkilenir. Dolayısıyla bu etkiler, maskelerin tasarımını, öyle ki yapım aşamasında kullanılan malzeme seçimini dâhi etkiler. Kagura dansı, Japon kültürünün zenginliğine bağlı olarak sayısız karakteri barındırsa da genel olarak öne çıkan karakterler ile temsil edildikleri maskelerde ortak dokunuşlar barındırır. Kagura dansında öne çıkan maskelerin taşıdığı özellikler ve karakterlerin anlatıları ise şu şekilde derlenebilir;
Koto-shiro-nushi
Kagura dansının bir çeşidi olan Izumo Kagura performansına adını veren, Izumo eyaletideki Şinto “kami”lerinden birisidir. Aynı zamanda eyaletin Şinto tanrısı olan Ōkuninushi’nin de oğludur. Koto-shiro-nushi, Japon kültürünün merkezinde ve çok sayıda yerel dansın sahnelediği, bolluk ve bereket Tanrısı olarak saygı görür. Babası Ōkuninushi ile benzer özellikler sergileyen maske; altın sarısı kaşlar, siyah renkli bir bıyık ve keçi sakalının resmedildiği beyaz tenli bir yüzden oluşur. Gülümseyen açık ağız, kırmızı dudaklarla çevrelenir. Maskenin üst sıra dişleri ise belirgin biçimde açığa çıkarılır. Ōkuninushi’nin taktığı şapka kırmızıyken oğlu Koto-shiro-nushi ise geniş, siyah puantiyeli bir şapka takar.[4]
Ebisu

Iwami Kagura dansı başta olmak üzere pek çok performansta görülebilen Ebisu, Bereket Tanrısı olmanın yanı sıra neşeli bir balıkçı kimliğine de sahiptir. Bilhassa çocuklar tarafından çok sevilen bir danstır çünkü Ebisu, balık yemi olarak gerçek şeker kullanır. Iwami Kagura performansı, o andan itibaren sahneden atılan yem ya da şekerlerin izleyici tarafından yakalanmaya çalıştığı, eğlenceli bir oyuna dönüşür. Böylesine neşeli ve sağlıklı bir kami olan Ebisu, maskesinde de bu özellikleri doğrular. Bu bağlamda Ebisu ilk olarak pembe renkli cilt tonu ile öne çıkar.Yanakları dolgun, oval biçimde çeneye doğru daralan maskede; çenenin tam ortasında yer alan siyah renkli, küçük ve gür bir sakal resmedilir. Sağlıklı pembe tonu bütün Ebisu maskelerinde görülebilir. Siyah mürekkeple çizilen üçgenimsi kaş yapısına aynı mürekkeple resmedilmiş, yukarı kıvrılan bıyıkları ve keçi sakalı eşlik eder. Ağzı açık, dudakları kırmızı renktir. Üst dişleri, aralanmış dudaklarından görülebilecek biçimde tasvir edilir.[5]
Susanoo

“Kami” Susanoo, İwami Kagura dansında yer alan, Orochi isimli performansta sergilenir. Devasa büyüklükte ve sekiz başlı bir yılan olan Yamata No Orochi ile mücadele eder. Susanoo’nun Kagura dansındaki görevi ise yaşlı bir çiftin gözü gibi baktığı ve hayatta kalan son kızlarının Orochi tarafından yenmesini önlemektir. Hazırladığı sihirli karışımla yılan Orochi’yi alt eden Susanoo, dansın sonunda kurtardığı kız ile evlenir. Orochi dansının temelinde ise sahnelendiği bölge ve zamanın şartlarına göre düzenli olarak gerçekleşen, tarlalar ve yerleşim yerlerinde hasara yol açan sel felaketleri yatar. Susanoo’nun rolü ile sahnede hazırladığı karışım, söz konusu taşkınlar ile nehrin kendisini kontrol altına alan bir “kami”ye işaret eder. Susanoo, beyaz teni ve oldukça gür olan siyah renkte, uzun sakalları ile öne çıkar. Kaşları oldukça sivri, yukarı kalkık biçimde tasvir edilir. Gözleri altın sarısı rengindedir. Geniş burun delikleri Susanoo’ya öfkeli bir görünüm katar. Ağzı açık ve dişleri belirgin olan Susanoo’nun dudakları ise canlı, parlak bir kırmızı ile tasvir edilir.[6]
Shoki

“Kami” Shoki, Kagura danslarında şeytan olarak tasvir edilen Veba İblisi’ni yok etmek için mücadele eder. Kagura danslarındaki baş rollerdendir. Kagura maskeleri, şeytan ve Tanrı’yı ayırt eden çok belirgin farklara sahiptir. Öte yandan Shoki maskesi, şeytan ve kamilerin tasarımsal özelliklerini kendi bünyesinde bir araya getirmesi nedeniyle kafa karıştırıcıdır.. Aralanmış ağzı ve sarkmış çenesi, Shoki’ye tehditkâr bir görünüm verir. Altın rengi boynuzları ile aynı renkteki gözleri, ağzın üst kısmındaki uzun sivri dişleri ve son olarak canlı, parlak renkteki kırmızı dili ile hepsinin sergilendiği bembeyaz teni arasında iyi ve kötü ruhların tezatlığını görmek mümkündür. Alın bölgesinde siyah mürekkep ile resmedilen saçlara, aynı bölgeye uzun tutamlar hâlinde dikilen, siyah tüyler eşlik eder. [7]
Hannya

“Kıskanç kadın” olarak da çevrilebilecek Hannya, Kagura’da nadir olarak görülen kadın karakterlerden birisidir. Maskenin yüz ifadesi hem tehlikeli hem de üzgün, kederli bir görünüme sahiptir. Böylesine değiştirebildiği görüntüsü ile oldukça dikkat çeker. Öyle ki Kagura performansında Hannya maskesini sergileyen kişi, doğrudan karşıya baktığında sert ve korkutucu bir ifade yaratır. Nitekim aynı bakışlar aşağı doğru süzülürse bu kez de üzgün, neredeyse ağlayacakmışçasına bir görünüm sergiler. Maskenin bu değişimi, özellikle Nō tiyatrosundaki maskelerde de tasarım açısından sıkça karşılaşılan bir durumdur.
Hannya’nın maskeleri birkaç renkte tasarlanır. Bu bağlamda beyaz renkli bir yüze sahip Hannya, iyi bir kamiye işaret eder. Kırmızı renkli Hanyya maskesi iyi yönlerini daha az sergileyen bir kamiyken, oldukça koyu tonda bir kırmızı kullanıldığında ise bu kez Hannya’nın şeytan kamiyi ima ettiği anlaşılır.[8]
Oni’men
Oni ön eki “şeytan” anlamına gelse de “düşman” şeklinde de kullanımı yaygındır. Oni’men maskeleri aralarında benzer bir tasarım gözetir ancak tasarımın boyutları maskenin anlamını da etkiler. Oni’men maskelerinin büyüklüğü, şeytanın büyüklüğü ve gücü ile eş değer biçimde değişir. Örneğin; önemli bir şeytan olan Jin rin maskesinde bu durum daha da belirgindir. Maske, taşıması o kadar güç boyutlardadır ki performans sırasında düşmesini önleyen, destekleyeci materyallerden yararlanılır. Bazı performanslar esnasında daha küçük boyutlardaki Oni’men maskeleri kostüme dikilen gizli bir cepte saklanır. [9]
Jin rin
İwami Kagura anlatılarında Jin rin’nin hikâyesi, Japon köylerini yağmalayan şeytanların generali olarak tasvir edilir. İlerleyen bölümlerde Jin rin, 14. İmparator Chuai ile sadık hizmetkârı Takamoro ile mücadele ettiği bir savaşa sürüklenir. Kutsanmış oku ve yayı ile imparator, dansın sonunda Jin rin’i alt eder. Japon mitlerinde yabancı işgal güçlerini temsil eden Jin rin maskesi, pek çok oyunda çeşitli şeytan karakterlerinin lideri olarak sahnelenir. Orantısız yüz hatları, bir kadın karaktere işaret etmesiyle de öne çıkan “kıskanç kadın” hannyanın Nō tasvirini andırır. Aralanmış ağzı ve dudakları koyu kırmızı renktedir. Belirgin alt ve üst dişleri koyu siyah tonlardayken köpek dişleri ise altın rengiyle kaplıdır. Çene kısmı hareket eden Jin rin maskesinde aşağı doğru uzanan halatlar görülür. Bu sayede maskenin sabit durması sağlanırken aynı halatlar kostüme daha dramatik bir hava katar. Siyah ve beyaz renklerden oluşan, cilalanmış yüzünün üzerinde, şakaklardan yukarı doğru sivrilen boynuzlar yer alır. Boynuzların arkasında ise upuzun ve aşağıya doğru uzanan siyah saç tutamları görülür.[10]
Ko’oni
Bu maske genellikle Jin rin ve Momiji-gari gibi başroldeki şeytanların yardımcı karakteridir. Kagura dansında şeytan maskeleri, boyutları ile önem derecelerini belli eder. Bu bağlamda Ko’oni maskesi yan rol olması nedeniyle daha küçük tasarlanır. Ko’oni, kelime anlamı olarak da “küçük şeytan”a karşılık gelir. Belirgin biçimde açık olan ağzı ile iyi kamilerden ayrışan şeytan maskelerinden birisidir. Küçük boyutlarda ve kolay taşınabilir olması, Kagura dansçılarına büyük kolaylık sağlar. Ko’oni maskesi, şeytani bir ruhla ilişkilendirilse de iyi şans ve uğur getireceğine de inanılır.[11]
Okina
Okina’nın kelime anlamı “Tanrı’nın isimlerinden birisi” şeklinde çevrilebilir. Izumo Kagura’da kehânete dayalı oyunlarda yer alan, bilge kişiye karşılık gelir. Okina maskesi, bilgeliği ve olgun yaşını temsil eden çok sayıda özellik taşır. İlk olarak cilalanmamış ağaçtan oyulan makse, cilasız görünümü ile maskenin olgunlaşan yaşına güçlü bir vurgu yapar. Kaşları ve dudak kenarlarında, uzun ve beyaz sakallar bulunur. Çekik gözleri ile alnı, çenesi ve yanak kısımlarında çizilen uzun ve derin çizgileri ise yaşı ve olgunluğuna vurgu yapan diğer güçlü özelliklerdir.[12]
Kagura Maskelerinin Yapım Aşamasına Bir Örnek: Izumo Kagura Modeli
Japon kültüründe Kagura dansı, öğretildikleri okulun benimsediği model ya da yerel kültürün özelliklerine göre farklılık gösterir. Bu farklılık şüphesiz ki kamiyi temsil eden, sahnedeki kostüm ve maskelerin yapımına da sirayet eder. Günümüzde Kagura dansı denildiğinde, bölgesel ve okul öğretilerindeki farklılıklar ile öne çıkan İwami Kagura ve Izumo Kagura akla gelebilir. Öyle ki maskenin ana bileşeni olarak İwami Kagura’da Sekishu Washi, Izumo Kagura’da ise Pavlonya ağacı kullanılır. İlgili başlık özelinde, temel malzemelerin bileşenleri ile bir maskenin Izumo Kagura’daki yapım süreci ele alınacaktır.
Sekishu Washi / İwami Kagura
İlk olarak M.S. 105’te, Çin uyruklu Cai Lun tarafından icat edilir. Japonya’ya ise Kore’den gelen, Budist bir keşiş tarafından M.S. 610 yılında tantılır. “Washi” sözcüğü, wa-shi olarak ikiye bölünebilir. Wa, Japon anlamına gelirken shi ise Japon dilinde “kağıt” anlamına gelir. Sekishu, Japonya’da bu kağıdın üretildiği ilk yerdir. Günümüzde İwami’ye karşılık gelen bu yerin adı hem Kagura dansına hem de maskede kullanılan kağıda adını vermiştir.
Sekishu Washi’nin temel bileşenleri kozo, mitsumata ve gampi adı verilen bitki türleridir. Kozo ile mitsumata bölge şartlarında yetişmeye uygunken gampi bitkisi ise el değmemiş doğada bulunur. Edo döneminde (1603-1867) Osakalı tüccarlar, suya dayanıklı ve uzun ömürlü olmasından ötürü ticaretlerini Sekishu Washi kağıdından yapılan defterlerde kayıt altına almışlardır. Uzun ömürlü ve dayanıklı yapısı, Kagura maskelerinde hassas bir zanaat gerektiren göz, ağız ve burun gibi maskedeki oyma ve yontma işlemlerinde zanatkârlar için oldukça önem taşır.[13]
Pavlonya Ağacı / Izumo Kagura
Pavlonya ağacı, Izumo Kagura maskelerinin ana malzemesidir. Çok hafif olmasının yanı sıra uzun süreli kullanım ve dayanıklılığı nedeniyle de tercih edilir. Özellikle maske boyutlarının artığı durumlarda hafifliği nedeniyle sahnede kolay taşınabilir.
Kagura Maskelerinin Izumo Kagura’daki Yapım Süreci
- Pavlonya ağacından üretilen ahşaplar, temsil edilecek kaminin fiziksel özellikleri, genel hatları ile belli olacak şekilde, dikkatli biçimde kesilir.
- Oyma aşaması, maske yapımının en zor sürecidir. Güçlü bir zanaat birikimi ve ustalık isteyen bu işlemde yirmiden fazla oyma bıçağı ve keski aleti kullanılır. Küçük ve detay isteyen işçilikler için küçük oyma bıçakları seçilirken; belirgin yüz hatları ve elmacık kemiklerinin yapımında ise keskilerden yararlanılır.
- Yüz hatlarının büyük çoğu oluşturulduktan sonra burun, göz ve ağız kısımlarına geçilir. Zanaatkârlar bu kısımlar için oyma bıçağı ve çakı benzeri, küçük bıçaklar kullanır. Kaminin temsili ahşap üzerine oyulduktan sonra maskenin dış yüzeyi zımpara kağıdı ile son bir kez geçilerek pürüzsüz bir yüzey elde edilir.
- Geriye maskenin boyama ve cila kısımları kalır. İlk olarak ahşap yüzeye baz oluşturmak adına, beyaz renkli toz karışımı ve bir tür yapışkan solüsyon sürülür. Kullanılan beyaz renkli toz, deniz kabuklarının fırınlanması ile elde edilirken; yapışkan solüsyon ise hayvan derisinin sıcak suda kaynatılması ile açığa çıkar.
- Kaminin temsiline göre demir oksitten ya da farklı minerallerden elde edilen renk pigmentleri ile maskenin renklendirmesi yapılır.
- Son olarak kaminin kaş, sakal ya da diğer tüylerine geçilir. Yapımında at kuyruğu kullanılan tüyler, maskenin ilgili kısımlarında açılan deliklere yerleştirilir ve ardından sabitlenir. Tasarım esnasında tüylerin uzunluğu ve hacmi, kaminin fiziksel özelliklerine göre değişebilir.[14]
* Metinde Geçen Japonca Kavram ve Terimler
Sekishu Washi : 石州和紙 久保田
Nō : 能
[1] Sağnak, T. (2009). Kültürlerarası Etkileşime Bir Örnek: Günseli Kato. Yüksek Lisans Tezi: T.C. İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi Anabilim Dalı. İstanbul.
[2] Özsever, K. (2020). Geleneksel Japon Tiyatrosunda Oyunculuk Anlayışı Ve Batıyla Sentezi Bağlamında Yoshı Oıda Yöntemi. Yüksek Lisans Tezi: T.C. Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Sahne Sanatları Anasanat Dalı. İzmir.
[3] Averbuch, I. (1998). Shamanic Dance in Japan: The Choreography of Possession in Kagura Performance. Source: Asian Folklore Studies, 57(2), 316. Nanzan University. [Erişim Adresi:http://docplayer.net/34627513-Shamanic-dance-in-japan.html. Erişim tarihi: 26.01.22]
Sakuraı, T. (2010). Expressıng The Kamı (Deıtıes): A Study Of Washınomıya Saıbara Kagura. Unıversıty Of Oklahoma Graduate College. Oklahoma. [Erişim Adresi: https://shareok.org/bitstream/handle/11244/318920/Sakurai_ou_0169D_10454.pdf?sequence=1&isAllowed=y. Erişim tarihi: 26.01.22]
[4] https://en.wikipedia.org/wiki/Kotoshironushi [Erişim tarihi: 19.02.22].
[5] Petersen, D., V. (2007). An Invitation to Kagura: Hidden Gem of the Traditional Japanese Performing Arts. [Erişim Adresi: https://books.google.com.tr/books?id=LFRUnFhs5qgC&printsec=copyright&redir_esc=y#v=onepage&q&f=false. Erişim Tarihi: 02.01.22]
[6] https://www.all-iwami.com/en/kagura/sp/ [Erişim tarihi: 02.01.22
[7] https://www.all-iwami.com/en/kagura/sp/02/ [Erişim tarihi: 26.01.22].
[8] https://en.wikipedia.org/wiki/Hannya [Erişim tarihi: 26.01.22].
[9] Petersen, D., V. (2007). An Invitation to Kagura: Hidden Gem of the Traditional Japanese Performing Arts.
[10] Petersen, D., V. (2007). An Invitation to Kagura: Hidden Gem of the Traditional Japanese Performing Arts.
[11] Petersen, D., V. (2007). An Invitation to Kagura: Hidden Gem of the Traditional Japanese Performing Arts.
[12] Petersen, D., V. (2007). An Invitation to Kagura: Hidden Gem of the Traditional Japanese Performing Arts.
[13] Erişim kaynağı: https://sekishuwashi.jp/english/ [Erişim tarihi: 05.02.22] Erişim kaynağı: https://tr.wikipedia.org/wiki/Washi [Erişim tarihi: 05.02.22].
[14] Erişim kaynağı: https://ancient-japan-izumo.com/img/pdf/kagura_en.pdf [Erişim tarihi: 26/01/22].